günaydın
ev
gelme aklıma
başlıksız
hepsinde seni aramışım ben aslında
şimdi şimdi farketsem
farkettiğimi bir türlü kabul etmesem de
seni bulmaya çalışmışım ben aslında
kiminde saçlarını aramışım
kiminde dudaklarını
dokunuşlarını seninkilerine benzetmişim
bana bakışlarında
adımı söyleyişlerinde hep seni bulmaya çalışmışım
sonra
sonra ellerimi vücutlarında gezdirdiğimde
dudaklarına aşklar bıraktığımda
ve
onlara isimleriyle seslendiğimde
hep seni istemişim ben aslında
hep seni ummuşum farketmeden
ne sen vardın yanımda
ne de ben seni aradığımın farkında
öyle işte
kiminin kokusu seni hatırlatmış
kiminin elleri, avuçları
birçoklarının da gözyaşları
tıpkı seninkiler gibiymiş
tıpkı seninkiler gibi yakmış göğsümü onlarca yerinden
ve ben her göğsümün alevinde seni aramışım aslında
kiminin kimbilir kaç kez dizlerinde uyuyuşumda
kimine söylediğim şarkılarda
adını haturlayamadığım o güzel şarkılarda
ben aslında hep seni aramışım
aslında ben hep seni aramışım
ondanmış bütün bu mutsuzluğum
…
gel
gel
sen de gel güzel kız
sana da vereyim aşkımı
sen de al neyim var neyim yoksa
sen de uyu kollarımda
sen de sarıl hiç bırakmayacak gibi
sen de anladığını söyle ben konuşmadan
sen olduğunu söyle beni hep bekleyenin
süsle işte bildiğin gibi
oya oya işleyeceğini rüyalarımı
anlat hadi
senmişsin en çok sevdiğim
ben olmadan neymişsin
nerdeymişsin sen de söyle
ellerini hiç kimse tutmamış böyle
hiç kimse dokunmamış sana böyle
kimsenin yanında bulamamışsın bu huzuru
ne bileyim işte
benmişim hep düşlediğin
arzuladığın soğuk kış gecelerinde
anlat hadi
sonra..
sen de yap olması gerekeni
sen de daha iyisini hak ettiğimi söyle
toplamaya çalış ortalığa saçılan eşyalarını
beni unutmayacağını falan söyle
kaçır gözlerini
kaçır ellerini
sen de tepin kalbimin üstünde
köpekler gibi sadakat isteyip
ilk fırsatta sen çiğne onu
tekmele hayallerimi sonra
yak, yık gerçeklerimi
sen de yap olması gerekeni
ama..
gel
her şeye rağmen gel işte
niye diye sormadan
nasıl olacak diye düşünmeden
gel işte
..
pervane
mecnun
birinin mecnunu olabilmek mesele
kapatınca gözlerini
hayaline daha fazla aşık olmak
dokunamadığın her an
büyütmek içindeki kor alevi
her duanda kendinden önce onu geçirmek mesele
ellerini tutmak değil
elleri olmak mesele
varlığına tutulup serabını o sanıp
sevmek delice mesele
konuşmadan anlamak
dudaklarının her hareketine aşık olmak
saçlarını düşünerek uyumak
adının geçmediği cümlelere düşman olmak
annenden, babandan ayrı tutup
ismini göğsünün ortasında taşımak mesele
birinin mecnunu olabilmek mesele
adı leyla olmasa bile
züleyha, aslı, şirin
olmasa bile
sevdiğinin mecnunu olabilmek mesele
o seni hiç bilmese bile
..
bilemeyeceksin
biliyorum
uzakta durdukça ben hep
baktıkça sana içli içli
işe yaramayacak hiç
olmayacak
olamayacak
belki
ben söylemesem
sen saçlarının güzelliğini,
gözlerinin derinliğini bilemeyeceksin
dokunuşlarının kalbimi erittiğini
bakışlarının bedenimde yaralar açtığını
hiç bilemeyeceksin
gülüşünü hiç söylemeyeyim bile
onun neler yaptığını hiç
rüzgarlarla inatlaşan saçlarının her bir telinin
her bir telinin sivri ok misali
derinlerinde olduğunu ruhumun
göremeyeceksin
kış günü üşüyen ellerini sarıp sarmalamak için nasıl parçalandığımı
göremeyeceksin mesela
dudaklarına aşık dudaklarımı bilmeyeceksin yine
bilemeyeceksin nasıl çırpınıyor kalbim kelimelerimde
bilemeyeceksin nasıl zavallılaşıyorum
nasıl
göremeyeceksin, bilemeyeceksin, duyamaycaksın
bir adam var bir yerlerde
hasretinle beslenen, varlığınla yaşayan
ama korkak
çok korkak
ve sen bilemeyeceksin
hiç ama hiç bir şey
çünkü yapamayacağım
biliyorum
yapamayacağım
…